tag:blogger.com,1999:blog-37674586511529672802024-03-05T16:14:43.082+03:00Duz Adam OnurOnur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.comBlogger83125tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-67304320440102275292012-03-27T13:37:00.002+03:002012-03-27T13:38:23.241+03:00Ankara Film Festivali'nden İzlenimler (2012)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2012/03/23-ankara-film-festivali1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="238" src="http://www.gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2012/03/23-ankara-film-festivali1.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Bu sene yoğunluktan dolayı kısa filmler haricinde 3 filme gitme fırsatım oldu ve ilk kez festivalin <i>Kızılırmak</i> ayağı ile de tanışabildim. Kesinlikle seneye <i>Kızılırmak Sineması</i>'ndan daha çok bilet alıcam, hem salon büyük hem de makaradan izlemenin keyfi bir başka. İnsan festival havasını daha fazla hissediyor. B<i>atı Sineması</i> ise yine aynıydı, festivalden festivale açılıyor ne yazık ki, fakat küçük salonda projeksiyondan izlemek ve kötü ses sistemi can sıkabiliyor bazen. Hatta son gün projeksiyonun bir koltuğun yarısını işgal etmesi yüzünden, koltuk sahibi projeksiyonu sürekli iterek ve çemkirerek filme daha fazla aksiyon katmayı başardı. Her ne kadar festivalin açılış teaser'ını beğenmesem de bu sene izlediğim filmler çok güzeldi.<br />
<br />
<i>Not: Yine festival programı çok kötü hazırlanmıştı. İnternete hala bir çizelge koymamakta inat ediyor festivali düzenleyenler. Bunun yanında öğrenci / tam bilet kavramının ise ben kullanıldığına şahit olmadım, sanırım festival kataloğunda yazan bir detaydan ibaret.</i><br />
<br />
İzlediğim filmler ise;<br />
<br />
<a name='more'></a><br /><br />
<b>Seh O Nim / Üç Buçuk</b><br />
<br />
Dünyanın Her Köşesinden bölümünden üç film seçtim bu sene. Birincisi İran yapımı olan <b>Naghi Nemati</b> filmi <b>Üç Buçuk</b>'tu. Hapisten yeni çıkmış üç kadının İran'dan kaçma hikayelerini anlatıyordu. Ses sisteminin kötü olması ve projeksiyondan gösterilmesi nedeniyle filme tam konsantrasyon sağlayamadık. Film üç kadın üzerinde ilerlerken ne tam anlamıyla onlarla empati kurabilmemizi sağlıyor, ne de ortada akıcı bir öykü koyulabilinmiş. Açılış sahnesinin çok iyi yapıldığı hatta arada gösterilen esrarengiz görüntülerle merakın arttırıldığı film kurgusunun kötü olması yüzünden bekleneni veremiyor. Ana karakterlerden hamile olanının yaşadığı sıkıntılar seyirciye yansıyamıyor ve bu nedenle zaten kısır olan hikayenin seyirciyi sıktığını düşünüyorum. Belki de bu sene <b>A Seperation</b>'ın yaptığı başarının ardından İran filmlerinden beklentimin artmasının bir nedeni de olabilir bu durum. <br />
<br />
<b>Le Chat Du Rabbin / Hahamın Kedisi</b><br />
<br />
Hahamın kedisi bir gün papağını yiyip konuşmaya başlar...Bence filmin tek cümlelik özeti bile ilgi çekici cinsten. Geçen sene adını çokça duyduğumuz fransız animasyonu <b>İlluzyonist</b>'e benzer çizimleri andıran <b>Hahamın Kedisi</b> tüm salonun sevgisini kazandı bence. Din üzerine bir yolculuk hikayesi aslında ve film bu yolculukta konuşan kediyi biraz arka planda bırakarak inanç üzerine mizahi bir dille yaklaşıyor. Çizimlerin, hikayenin ve özellikle müziklerin çok güzel olduğu bir animasyon olmuş. Hahamın ismi olan <i>Sfar</i> ise çizgi film serisinin yönetmeni de olan <b>Joann Sfar</b>'dan geliyor.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<center></center><center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/EPtZOUr0Ctc" width="560"></iframe></center><br />
<br />
<b>Der Sandmann / Hanımefendi ve Kum Adam</b><br />
<br />
Ana karakterimiz bir gün vücudunun kum sızdırdığını farkeder ve bu kum gün geçtikçe artmaktadır. Bu konu üzerine yazılmış bir hikayeden uyarlanan film şu ana kadar festivallerde izlediğim en iyi filmlerden biriydi. Böyle bir konuyu harcayacaklarını, hatta finale yaklaştıkça bağlayamayacaklarını düşünmüştüm. Açıkçası filmin tamamı ve finali beni memnun etti. Aslında iki oyuncu etrafında geçen sınırlı bir hikaye olmasına rağmen çok iyi yazılmış. Yine neşeli müzikler barındıran, keyfli bir filmdi. Oyunculukların yerinde olduğu modern bir pinokyo hikayesi de diyebiliriz aslında. Yer yer <b>Science of Sleep</b> ve <b>Im Juli</b>'yi andıran görüntülerle fantastik bir dünyaya çekiyor bizi Artık bu tip yaratıcı filmler pek gösterilmiyor bu nedenle kaçırmamakta fayda var.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/3bBUFUGx0b0" width="560"></iframe></center><br />
<b>Kısa Sınır Tanımaz 1</b><br />
<br />
Kısalar içerisinde çok iyi çekilmiş filmler vardı. Tabi Hintli yönetmenin <b>İletişim</b> filmi gibi ne için çekildiğini anlayamadığımız filmlerde. Kısa kısa bahsetmek gerekirse; <b>Ein Schuh Geht Barfuss (Pabucunun Teki Yürür Yalınayak), Lone-Illness (Yalnızlık), Pizzangrillo (Gamsız Ufaklık)</b> en iyileriydi.<br />
<h2>
<br /> </h2>
<br />Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-89078358119289340712012-01-12T21:38:00.001+02:002012-01-12T21:39:12.664+02:0050/50<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.iwatchstuff.com/2011/05/27/50-50-trailer.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="207" src="http://www.iwatchstuff.com/2011/05/27/50-50-trailer.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Konu kanser olunca ve de gerçek bir hikayeyse insanların filme bağlanması kolay oluyor, daha kolay empati kurabiliyor. Hele ki kanser olan karakter 27 yaşındaysa genelde önüne geçemediğimiz bir dram bizi bekliyor. 50/50 bu klişeyi bir nebze kırmayı başarıyor. Ağlarken gülmek sözü izlerken birebir gerçekleşiyor. <i>(Spoiler içerebilir)</i><br />
<a name='more'></a><br />
<br />
Kolay empati kurulan fakat hassas bir konu üzerinde dram/komedi türünde bir filmi sıkmadan izlenebilir hale getirmek bence kolay bir iş değil. Hem de senaristin kariyerinde ilk yazdığı senaryoysa takdir edilesi. 50/50 ölümle mizahı iç içe o kadar iyi barındırıyor ki, <b>Altın Küre</b> ödüllerinde bile adaylıkları komedi dalında. Genelde bu tip filmlerde madem zamanımız az o zaman hiç yapamadığımız şeyleri yapalım gibi bir klişe vardır, <b style="color: orange;">Bucket List</b> belki de en iyi örneklerinden biri. Bu film için ise daha farklı bir durum söz konusu. 27 yaşındaki Adam ailesi ve sevgilisiyle iletişim problemi çeken fakat görmezden gelen, düzenli, aşırılıkları olmayan biri, hatta radyodaki işinde bile çalışırken yaptığı işin kusursuz olmasına dikkat ediyor. Bu nedenle ölüme bu kadar yaklaşmak onu farklı bir "yapamadıklarımı yapmalıyım" durumuna sürüklüyor. Arkadaşına biraz uyup sosyalleşiyor, ailesiyle tekrar bir bağ kuruyor ve kız arkadaşıyla yaşadığı iletişimsizliğin farkına varıyor. Kanser bu düzenli zinciri öyle etkiliyor ki, ölümcül gördüğü arabalar bile bu durumu önemsizleştiriyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.turkcealtyazi.org/resimler/film/1306980/l-50-50-286e67ed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="276" src="http://www.turkcealtyazi.org/resimler/film/1306980/l-50-50-286e67ed.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Filmin oyuncularına baktığımızda <b style="color: orange;">Joseph Gordon Levitt</b> her filmde üstüne biraz daha koyarak oynuyor. <b>Levitt</b> gerçek hayatta da komik birisi, bunu <b>Conan</b>'a katıldığında yada kişisel blogunda paylaştıklarından rahatça söyleyebiliriz. <b style="color: orange;">500 Days of Summer</b> ile büyük bir ün kazanan ve ardından <b><span style="color: orange;">Inception</span></b>'la devam eden yükselişini bir çok yönetmen de görmüş olacak ki yeni projelerinde <b>Nolan, Tarantino</b> ve <b>Spielberg</b> gibi isimlerle çalışacak. Belki de en büyük artısı sektörde çokça olan süper yakışıklı, her tarafından testosteron fırlayan aktörler yerine bizden biri gibi görünen, fakat iyi oyunculuğu sayesinde her oynadığı role inandığımız biri olmayı başarabilmesi.<br />
<br />
Diğer oyunculara baktığımızda, <b style="color: orange;">Seth Rogen</b> hayranı olmadığımı baştan söylemem gerekir. Filmde bile senaryonun iyi olması sayesinde yaptığı aşırılıklara zor ısındım. <b><span style="color: orange;">Anjelica Houston</span></b>'ı ise başarılı buldum. <b style="color: orange;">Up In The Air</b> filmindeki rolüne biraz benzer şekilde, eğitimi gerçek hayata taşıyan ve birine dokunurken bile bu kadar eğreti duran bir karakteri iyi canlandırmış.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.empiremovies.com/_word_press/wp-content/uploads/2011/09/50-50-Movie.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://www.empiremovies.com/_word_press/wp-content/uploads/2011/09/50-50-Movie.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
İçerisinde doğal diyaloglar ve sahneler barındıran sıkmadan izlenen bir film 50/50. Ameliyat başında bekleyen annenin terapiste günah çıkarması, terapistlerin açtığı müziğin aslında sadece bir konsept olduğu ve anestezi sahnesindeki diyaloglar güzel ayrıntılardı. Bu sene merakla beklediğim 6 filmden (<b style="color: orange;">Midnight In Paris, The Artist, 50/50, A Seperation, Moneyball, Tree of Life</b>) biriydi. Açıkçası <b style="color: orange;">Tree of Life</b> hariç diğer dört film beklentimi karşıladı. Sırada <b><span style="color: orange;">The Artist </span></b>var!Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-64378003838042527532012-01-10T23:47:00.004+02:002012-01-11T10:44:02.984+02:00Yeni keşiflerYeni bir yıla müzik arşivinize iki yeni ismi katarak başlamaya ne dersiniz?! Bunun için size iki önerimiz var:<br /><div><br /></div><div>İddialıyız, kalbinizi fethedenlerden birincisi sesiyle olduğu kadar şarkı sözleriyle de iddialı bir isim olacak: <b><span class="Apple-style-span" style="color:#ff9900;">Lana Del Ray</span></b>. New York'lu bir milyonerin kızı olan Lana (gerçek ismi Elizabeth Grant) "yüz hatlarıyla" bir çok polemiğe imza atsa da depresiflerin yeni sesi olmaya aday. Geçtiğimiz yıl kaybetiğimiz Amy Winehouse'dan sonra iyi bir avuntu olmaz mı sizce de?! İlk albümü "Lana Del Ray"i 2010'da yayımlatan akranımız, 2012'ye "<b><span class="Apple-style-span" style="color:#ff9900;">Born to Die</span></b>" adlı single ile giriş yapmış bulundu. Birçok otoritenin şimdiden iyi eleştirilerini alan bu şarkıyı buyrun <a href="http://www.youtube.com/watch?v=Bag1gUxuU0g"><b>buradan</b></a> dinleyin. Devamı için 27 Ocak'ı bekleyeceğiz hep beraber...</div><div><br /></div><div>2012'nin yeni dünyası ise neden <b><span class="Apple-style-span" style="color:#ff9900;">Rebecca Ferguson</span></b> olmasın?! Televizyon kanallarının vazgeçilmezi ses yarışmalarından birinde (X Factor) uzun zaman birinciliğe oynasa da, yarışmayı ikincilikle bitirmek her yiğide bu kadar ün getirmez. Onun için RF gibi güçlü bir ses lazım sanırım. Kendini iyi ifade ettiğine inandığı Heaven albümün çıkış parçası aşağıda... Bakalım siz bu sese ne zamana kadar kayıtsız kalabileceksiniz?!<br /></div><br /><center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/ViqCO35OfNU?fs=1" width="480"></iframe></center>Gizem Olmezerhttp://www.blogger.com/profile/15248451654565352919noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-73881900542032443162012-01-09T23:53:00.000+02:002012-01-09T23:53:27.777+02:00Somebody That I Used To Know<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/d9NF2edxy-M?fs=1" width="480"></iframe></center>
<br />
<br />
Şu sıralar sıkça paylaşılan bir video, fakat hem şarkı güzel, hem güzel
coverlamışlar, hemde keyifle izlenecek bir şey çıkarmışlar. Blogda ben
de paylaşmak istedim. Açıkçası <b style="color: orange;">Walk off the Earth</b> grubunu karşıma çıkan
diğer cover parçaları dışında tanımıyorum. <b style="color: orange;">Gotye</b> ise <b style="color: orange;">Kimbra</b> sayesinde
tanıştığım bir isimdi, severim kendilerini, düet yaptıkları ve
coverlanan <b style="color: orange;">Somebody That I Used To Know</b> da ayrıca bir güzel hakkaten.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-69532531876050414712011-11-17T10:05:00.001+02:002011-11-17T10:09:48.936+02:00Melis Danişmend - Çok Geç<br />
<center></center><center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/pEeU_0VA3R8?fs=1" width="480"></iframe></center>
<b style="color: orange;"> </b><br />
<b style="color: orange;">Feridun Düzağaç</b>'ın şarkılarının bir çok sanatçı tarafından seslendirildiği <b><span style="color: orange;">"İyilik Güzellikspor</span></b>" albümünün 5. parçası <b style="color: orange;">Çok Geç</b>'i yorumlayan <b><span style="color: orange;">Melis Danişmend</span></b>'in klibi çıktı. Albümde <b><span style="color: orange;">Pinhani - Çok Aşık</span></b> ile beraber en çok beğendiğim parça oldu. Albümde herkesin parçaları kendi yorumuyla seslendirmesi ve yorumlayanların da doğru kişilerden seçilmiş olması çok güzel olmuş. <br />Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-34645604978722679622011-11-16T11:37:00.001+02:002011-11-16T11:56:06.027+02:00İki Yeni Pamuk Prenses Uyarlaması<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.volpeypir.com/upload/2687.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="276" src="http://www.volpeypir.com/upload/2687.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
2012'de iki farklı Pamuk Prenses uyarlaması karşımıza çıkıyor. Fragmanları karşılaştırdığımızda birbirlerinden taban tabana farklı izlenim uyandıran filmlerden ilki Amerika'da mart ayında vizyona girecek <b style="color: orange;">Mirror, Mirror.</b> Yönetmen koltuğunda günümüzün popüler yönetmeni <b><span style="color: orange;">Tarsem Singh</span></b> oturuyor. <b><span style="color: orange;">The Fall</span></b> ile büyük bir hayran kitlesi kazanan ve vizyonda olan <b style="color: orange;">Immortals</b> filmi ile de tanıdığımız <b>Singh</b>, daha masalsı ve mizah öğeleri yüksek bir filmle karşımıza çıkmış. Haziran'da gösterime girecek <b><span style="color: orange;">Snow White and the Huntsman</span></b> ise <b style="color: orange;">Rupert Sanders </b>imzalı ve yönetmenin ilk filmi. <b><span style="color: orange;">Twilight</span></b> ve ardından <b style="color: orange;">Red Riding Hood </b>(Kırmızı Başlıklı Kız) gibi uyarlamalarla gothic tarzın devam ettiği akımdan yararlanan yönetmen, daha karanlık bir Pamuk Prenses öyküsüyle karşımıza çıkıyor. Zaten bunu destekler nitelikte <b style="color: orange;">Twilight</b> aktristi <b><span style="color: orange;">Kristen Stewart</span></b> da başrolde. Kraliçelerin sırasıyla <b><span style="color: orange;">Julie Roberts</span></b> ve <b><span style="color: orange;">Charlize Theron</span></b> tarafından canlandırıldığı filmlerden hangisinin daha başarılı olacağını izleyip göreceğiz. Peki fragmanlardaki ilk izlenimler?<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<i>Mirror, Mirror;</i><br />
<br />
<br />
<center></center><center></center><center></center><center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/903BvFne8go?fs=1" width="480"></iframe> </center><center> </center><div style="text-align: left;">
<i>Snow White and the Huntsman;</i></div>
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/VY67V0wOlz8?fs=1" width="480"></iframe></center>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-11104764031244388332011-10-22T00:01:00.002+03:002011-10-22T00:02:00.359+03:00Müzik Kutum #3<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img3.imageshack.us/img3/8562/silalb.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="135" src="http://img3.imageshack.us/img3/8562/silalb.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
Danger Mouse & Daniele Luppi - Rome<br />
David Guetta - Nothing But The Beat<br />
Adele - 21<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<div style="color: orange;">
<b>Danger Mouse & Daniele Luppi - Rome</b></div>
<br />
Mayıs'ta çıkan bir albüm için geç yazılmış bir yazı bu aslında. <b>Brian Burton</b> nam-ı diğer <b><span style="color: orange;">Danger Mouse</span></b>, <b style="color: orange;">Gnarls Barkley</b> ve <b style="color: orange;">Broken Bells</b> gruplarından tanıdığımız ayrıca <b style="color: orange;">The Black Keys</b> ve <b><span style="color: orange;">Gorillaz</span></b> gruplarının albümlerinde prodüktörlük yapmış bir isim. İtalyan <b><span style="color: orange;">Daniele Luppi</span></b> ise aslında pek de duymadığımız fakat yaptığı soundtrack parçalarıyla tanınmış biri. Albüm genel olarak enstrümantal ağırlıklı ve western film müziklerinin günümüze uyarlanmış versiyonu gibi. Söz içeren parçalar da ise karşımıza süpriz iki isim çıkıyor; <b style="color: orange;">Jack White</b> ve <b><span style="color: orange;">Norah Jones</span></b>. <b>NME</b>'nin 2011 yılının şu ana kadar en iyi 50 albümü arasında gösterdiği albümde en beğendiğim parça ise <b style="color: orange;">Norah Jones</b>'un seslendirdiği "<b>Season's Trees</b>" oldu.<br />
<br />
<br />
<object height="81" width="100%"> <param name="movie" value="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F14738704">
</param>
<param name="allowscriptaccess" value="always">
</param>
<embed allowscriptaccess="always" height="81" src="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F14738704" type="application/x-shockwave-flash" width="100%"></embed> </object> <a href="http://soundcloud.com/ninu71/4-seasons-trees"> </a><br />
<br />
<br />
<div style="color: orange;">
<b>David Guetta - Nothing But The Beat</b></div>
<br />
<b style="color: orange;">David Guetta</b>, <b style="color: orange;">One Love</b> albümü ile hayatımda ilk kez club ağırlıklı bir albümü baştan sona dinletmeyi başarmıştı. Albüm uzun zamandır bekleniyordu fakat <b><span style="color: orange;">David Guetta</span></b>'nın <b><span style="color: orange;">Jessie J</span></b> ile yaptığı parçayı da albüme dahil etmek istemesiyle çıkış tarihi ağustosa ertelendi. Fransız Dj'in 5. albümü iki cd şeklinde yapılmış. Albümün ilk kısmında bir çok ünlü sanatçıyla düetleri bulunuyor, ikinci kısım ise kendi mixlerinden oluşuyor. Açılış parçası daha önce single olarak yayınlanan "<b>Where Them Girls At</b>". Albümdeki diğer düetlerde ise <b style="color: orange;">Snoop Dog, Usher, Will.I.Am, Akon, Timbaland, Jessie J</b> gibi ünlü isimler bulunuyor. <b>Guetta</b>, diğer dj albümlerine nazaran farklı ritimler kullanmayı ve daha dinlenebilir parçalar yapmayı tercih ediyor, bu durumu son albümünde de korumuş ve albümün ismi gibi 'beat'lerin yoğun olduğu bir albüm yapmış. Albümde en çok dikkat çeken parçalar; <b style="color: orange;">Snoop Dog</b> ile düet yaptığı <b>"Sweat</b>", <b>"Little Bad Girl" </b>ve albümün ikinci kısmındaki "<b>The Alphabeat</b>". Yinede <b style="color: orange;">One Love</b> albümünün bir adım gerisinde kalmış bence.<br />
<br />
Not: <i>Bu arada <b>David Guetta</b>'nın <b>Timbaland </b>ve <b>Pitbull'</b>la düet yaptığı <b>Pass At Me </b>parçasında arkada görünen <b>Efes Pilsen</b> biralar da çok başarılı bir reklam tercihi.</i><br />
<div style="color: orange;">
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/ZYJVKT0V-9U?fs=1" width="480"></iframe></center>
<b> </b></div>
<div style="color: orange;">
<b>Adele - 21</b></div>
<br />
Bir başka geç kalınmış ve aslında buraya yazmaya bile gerek olmayan bir albüm yaptı ingiliz şarkıcı. İngiltere'de <b style="color: orange;">Madonna</b>'nın rekorunu kırarak listelerde en uzun süre durmayı başardı ve "<b>Rolling In The Deep</b>" parçası ile <b style="color: orange;">Lady Gaga</b>'nın <b>Bad Romance</b> parçasına benzer şekilde bir patlama yaratarak, cover tercihinde en ön sıralardaki yerini aldı. Daha önce <b style="color: orange;">19</b> isimli sadece bir albümü daha bulunan ve 23 yaşında olan şarkıcı hızla dünya çapında bir üne kavuştu. Belki de en büyük şansı <b><span style="color: orange;">Rick Rubin</span></b> ile çalışması oldu. Zaten <b><span style="color: orange;">Metallica, Red Hot Chilli Peppers, Kanye West, Jay-Z, Slayer, Johnny Cash, Shakira</span></b> gibi birbirinden farklı isimlerin tercih ettiği birinini prodüktörlüğünde yapılan albümün de başarısız olması beklenemezdi. (bkz. <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Rick_Rubin_production_discography#2010s">Rick Rubin Diskografisi</a>). Bana zaman zaman ses ve tarz olarak <b><span style="color: orange;">Alanis Morisette</span></b>'yi hatırlatsa da <b><span style="color: orange;">Adele</span></b> tartışmasız bu yılın en başarılı isimlerinden biri. Albümde en beğendiğim parçalar ise; <b>Turning Tables, Set Fire to the Rain</b> ve <b><span style="color: orange;">Cure</span></b>'un unutulmaz parçası<b style="color: black;"></b> <b>Lovesong</b>'a yaptığı hoş cover oldu. <br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/r2j279pZxTY?fs=1" width="480"></iframe></center>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-33997278765951563032011-09-21T10:59:00.005+03:002011-09-21T10:59:50.815+03:00MFÖ - Hep Yaşın 19<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.cinarmuzik.net/document/buyuk/85338697407056765.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://www.cinarmuzik.net/document/buyuk/85338697407056765.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b><span style="color: orange;">MFÖ</span></b> 40.yılı şerefine 24 Eylül'de yeni çıkaracağı 10 şarkılık albümün çıkış parçası "<b style="color: orange;">Hep Yaşın 19</b>"'un klibi bugün internet ortamında görücüye çıktı. Yönetmenliğini <b>Sude Biricik</b>'in yaptığı klibi <b>Mazhar Alanson</b> bugün twitter'dan yayınladı. Klibi <a href="http://www.twitvid.com/VMWN1">buradan</a>, albümdeki şarkıların isimlerini aşağıda görebilirsiniz. Ayrıca klibin haberini verdiği için <i>Deniz</i>'e de teşekkürler. <br />
<a name='more'></a><span id="ctl00_ContentPlaceHolder1_prodcontent"><b>1</b>. Hep Yaşın 19<br /><b>2</b>. Kıskanınca<br /><b>3</b>. Bu Aşk Olur Mu<br /><b>4</b>. Sorma<br /><b>5</b>. Masal<br /><b>6</b>. Yamuk Mu Var<br /><b>7</b>. Vur Vur<br /><b>8</b>. Çözemedin<br /><b>9</b>. Sensiz Olamam<br /><b>10</b>. Dedikodu Medikodu<br /><b>11</b>. Milenyum Süvarileri</span> Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-47531536659284697902011-09-15T22:16:00.001+03:002011-09-15T22:22:27.930+03:00Melis Danişmend @Passage Pub<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img.forumyek.net/melis_danismend_biyografisi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://img.forumyek.net/melis_danismend_biyografisi.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Blog uzun zamandır tatildeydi, eylülün gelmesiyle birlikte etkinliklerin artması dönüş için iyi bir fırsat oldu. Şansıma <b style="color: orange;">Melis Danişmend </b>de şehrimize teşrif etmişti, biz de bu fırsatı değerlendirdik ve dün akşam canlı performansını ilk kez izleyeceğim <b style="color: orange;">Melis Danişmend</b>'in konserine koştuk.<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<b style="color: orange;">Melis Danişmend</b> sahneye posterde belirtildiği gibi tam 10da çıktı. Bu pek alışık olduğumuz bir durum değil ama seyircisini bekletmeyerek konser başlamadan olumlu bir önyargı oluşturdu. Sahneye şık bir kıyafetle çıktı, hatta biraz da cesur denilebilinir. (Merak edenler varsa Disko Kralı'na çıktığındaki kıyafetin kotsuz hali diyebilirim kısaca). Sahnede <b>Danişmend</b>'e klavyede <b><span style="color: orange;">Emre Ataker</span></b> (aynı zamanda <b><span style="color: orange;">Athena</span></b>'nın da klavyecisi), gitarda <b style="color: orange;">Faruk Kavi </b>ve basda <b><span style="color: orange;">Ozan Öner </span></b>eşlik ediyor.<br />
<br />
<u><a href="http://duzadamonur.blogspot.com/2010/12/melis-danismend-daha-az-renk.html">Albümü</a> </u>dinledikten sonra ben daha depresif, daha seyirciden uzak, şarkısını söyleyip giden bir profil bekliyordum. Fakat tam tersi son derece sempatik, şarkılar ne kadar öfkeli de olsa pozitif bir hava veren ve sürekli seyirciyi de konserin içine katmaya çalışan bir hali vardı. Gerçi seyirciyle arasındaki iletişimde ışıklar kendisine büyük problem yarattı, her ne kadar kısılmasını istese de ışıklar konusunda bir çözüm bulunamadı. Ayrıca ne yazık ki dersler daha başlamadığından ve konserin çarşamba günü olmasından dolayı yeterli bir kalabalık yoktu. Gelen kitle de <b style="color: orange;">Melis Danişmend</b>'i ne kadar mutlu etti bilemiyorum. Çünkü şarkılara katılım yeteri kadar iyi değildi, bir de bunun yanında Ankara seyircisinin kabalığından dolayı konser sırasında içeride sürekli bir gürültü vardı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.populermuziginrenkleri.com/wp-content/uploads/2010/11/melis.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="211" src="http://www.populermuziginrenkleri.com/wp-content/uploads/2010/11/melis.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Konsere <b><span style="color: orange;">"Kettle" </span></b>parçası ile başladı ve <b><span style="color: orange;">"Bin Doz Öfke"</span></b> ile bis yaparak bitirdi. Albümdeki gibi davul kullanmayı tercih etmedi <b><span style="color: orange;">Melis Danişmend</span></b>. Kendisinin de belirttiği gibi rock müzik yapmak için illa da gürültü çıkarmak ve bağırmak gerekmiyor. Ki bu durumu kendi şarkıları dışında yaptığı cover parçalar ile de destekledi. İçerisinde <b>Athena</b>'dan <b>Kurban</b>'a, <b>Ajda Pekkan</b>'dan <b>Lady Gaga</b>'ya geniş bir yelpaze vardı. Açıkçası yaptığı coverlar (özellikle <b>Kurban</b>'ın "<b><span style="color: orange;">Misafir</span></b>" parçası) çok başarılıydı. Kendine özgü seslendirdiği parçaları insanın kulağı hiç yadırgamıyor. Bu sayede biraz biraz 90lar da fısıldadı kulağımıza ve 2 saate yakın, ara vermeden sahne alsalarda bu özlemimizi gidermeye pek yetmedi. Genel olarak sesini, sempatik görünümünü, şarkı söylerken ellerini kullanımını pek beğendiğimiz, keyifle izlediğimiz <b style="color: orange;">Melis Danişmend</b>'i Ankara'ya tekrar bekliyoruz.<br />
<br />
Son olarak konserde söylediği cover parçaların bir kaçı hatırladığım kadarıyla şöyleydi;<br />
<br />
<i>Pinhani - Zaman Beklemez</i><br />
<i>Athena - Arsız Gönül</i><br />
<i>Yavuz Çetin - Her Şey Biter</i><br />
<i>Metropolis - Gel Gör Beni</i><br />
<i>Lady Gaga - Bad Romance</i><br />
<i>Ajda Pekkan - Son Yolcu </i><br />
<i>Kurban - Misafir </i><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-10847271137878089942011-07-20T10:25:00.001+03:002011-07-20T10:29:29.618+03:00Red Hot Chili Peppers - The Adventures of Rain Dance Maggie<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://cdn.kovideo.net/s/raw/n/Red_Hot_Chili_Peppers_The_Adventures_of_Rain_Dance_Maggie.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://cdn.kovideo.net/s/raw/n/Red_Hot_Chili_Peppers_The_Adventures_of_Rain_Dance_Maggie.jpg" width="319" /></a></div><br />
<br />
30 Ağustos'ta çıkacak yeni <b style="color: orange;">Red Hot Chili Peppers</b> albümü öncesi grup heyecanı azaltmak için single piyasaya sürdü. Müzik eleştirmenlerince ilk izlenim olarak çok beğenilmese de geçer not alan "<b style="color: orange;">The Adventures of Rain Dance Maggie</b>" parçasını dinleyebilirsiniz.<br />
<h1 class="with-artwork"><i><i> </i></i></h1><br />
<object height="81" width="100%"> <param name="movie" value="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F19246844"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed allowscriptaccess="always" height="81" src="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F19246844" type="application/x-shockwave-flash" width="100%"></embed> </object> <a href="http://soundcloud.com/981freefm/red-hot-chilli-peppers-the">Red Hot Chilli Peppers The Adventures of Rain Dance Maggie</a> by <a href="http://soundcloud.com/981freefm">981freefm</a>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-17629211774993805312011-06-24T13:43:00.000+03:002011-06-24T13:43:41.864+03:00Mor ve Ötesi - Bisiklet<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="349" src="http://www.youtube.com/embed/7FWV7XqxLmE" width="560"></iframe></center><br />
<br />
<b style="color: orange;">Mor ve Ötesi</b> son kliplerini "<b><span style="color: orange;">Masumiyetin Ziyan Olmaz</span></b>" albümünden <b><span style="color: orange;">Bisiklet</span></b> parçasına çekmiş, son albumde yüksek bir kaliteyi yakalayan grubun klibi de bence çok başarılı olmuş.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-73922329230769188882011-06-22T01:05:00.004+03:002011-06-22T11:17:32.054+03:00Mabel Matiz - Mabel Matiz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.sakinkafa.com/images/mabel-matiz-300x300.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.sakinkafa.com/images/mabel-matiz-300x300.jpg" /></a></div><br />
Mabel adını <b>Buket Uzuner</b>'in "<b><span style="color: orange;">Kumral Ada - Mavi Tuna</span></b>" adlı romanında geçen bir karakterin takma adından alan <b><span style="color: orange;">Mabel Matiz</span></b>'in kendi adını taşıyan albümü 11 Mayıs'ta piyasaya çıktı. İsmi gibi yüzünü de geri planda tutup dinleyicinin ilgisini sadece müziğe yönlendiren <b><span style="color: orange;">Mabel Matiz</span></b> ilk albüm olarak başarılı bir çıkış yakaladı ve adını kısa sürede duyurdu.<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="349" src="http://www.youtube.com/embed/8NTJTV4Y_qE" width="560"></iframe></center><br />
<br />
<b style="color: orange;">Mabel Matiz</b>'in müzikle ilgili olan hikayesi enteresan. Kendi sitesinde daha detaylı paylaştığı bu bilgilerin ilgi çekici olanlarından bir tanesi İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu olması. Dişçilik ile başlayan hikayesi myspace de bestelediği parçaları paylaşması ve popularite kazanmaya başlamasıyla devam etti. Bu süre içerisinde yüzünü gizleyerek müziğine dikkat çekmeye çalışan <b><span style="color: orange;">Mabel Matiz</span></b>'in yaptığı müziğin türüne de hayranları "<i>matizm</i>" adını takmışlar. (bu arada matiz eski yunanca da "çok sarhoş,düşkün kimse" anlamına geliyormuş)<br />
<br />
Ben ilk dinlediğimde<b><span style="color: orange;"> Murat Yılmazyıldırım</span></b> sesinde ve <b><span style="color: orange;">Cem Adrian</span></b> tarzında bir şeyler dinlediğimi düşünmüştüm. Hatta bazı şarkılarında sesini <b><span style="color: orange;">Rafet El Roman</span></b>'a benzettiğim bile oldu. Fakat şarkıları dinlediğimde kesinlikle <b><span style="color: orange;">Cem Adrian</span></b>'ın son albümü kadar sıkıcı olmadığını gördüm. Albümde genel olarak akustik gitarın hakim olduğu şarkıların yanında yer yer balkan müziği de dahil oluyor. Açıkçası bana biraz 90'lar müziğini de hatırlattı. Sözlerin daha güçlü olduğu ve müziğin sade ve yerinde kullanıldığı şarkılar bunlar. Son dönem şarkıcılarında ağırlıklı olarak ağızda sakız olacak tekerleme sözlerin ve dijital müziğin hat safhada kullanıldığı şu zamanlarda bir iki kere dinlenerek hazmedilecek bir albüm değil <b><span style="color: orange;">Mabel Matiz</span></b>.<br />
<br />
<b><span style="color: orange;">Teoman</span></b>'ın son albümü <b><span style="color: orange;">Aşk ve Gurur</span></b>'da kendisine ait "<b><span style="color: orange;">Sahilde Bir Sarhoş</span></b>" parçasıyla da dikkatleri çeken <b style="color: orange;">Mabel Matiz</b>'in albümünde 12 parça yer alıyor. İki tanesi haricinde tüm sözlerin ve bestelerin kendisine ait olması albüm üzerinde emek harcandığının bir göstergesi. Kendisine ait olmayan "<b><span style="color: orange;">Peruk Gibi Hüzünlü</span></b>" parçası <b style="color: orange;">Yalçın Tosun</b> tarafından <b style="color: orange;">Aysel Gürel</b>'in anısına yazılmış. "<b><span style="color: orange;">Filler ve Çimen</span></b>", "<b><span style="color: orange;">Öteki</span></b>" ve "<b><span style="color: orange;">Peruk Gibi Hüzünlü</span></b>" parçaları albümde en çok dikkatimi çeken parçalar oldu. Çıkış parçası olan "<b><span style="color: orange;">Arafta</span></b>"'ya ilk klibin çekilmesi de yerinde bir hamle olmuş. Yalnız yeni çıkan rock grupları gibi deri kıyafetler içerisinde, karga/kuzgun eşliğinde geçen klip sanki bana üzerinde fazla düşünülmemiş gibi geldi.<b><span style="color: orange;"> Can Bonomo, Melis Danişmend </span></b>gibi ilk albümlerinde belli bir kaliteyi yakalayan bu akıma <b style="color: orange;">Mabel Matiz</b>'i de artık ekleyebiliriz bence.<br />
<br />
<b><span style="font-weight: normal;">Ayrıca albümü <a href="http://www.ttnetmuzik.com.tr/album/Mabel_Matiz/248075">buradan</a> ücretsiz dinleyebilirsiniz.</span></b>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-74865298203186066042011-05-26T20:21:00.000+03:002011-05-26T20:21:25.036+03:00The Decemberists - This Is Why We Fight<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="349" src="http://www.youtube.com/embed/66f4lIXTnNk" width="560"></iframe></center><br />
<br />
Sonunda The Decemberists grubunun King Is Dead albümlerinin ilk klibi piyasaya çıktı. Fena da olmamış sanki.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-22757778163927904762011-05-13T00:09:00.001+03:002011-05-14T00:25:01.783+03:00Bir Zamanlar Anadolu'da (Fragman)<center><iframe width="560" height="349" src="http://www.youtube.com/embed/iKNdo2oCEe0" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></center><br />
<br />
<b>64. Cannes Film Festivali</b>'nde galası yapılacak olan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Nuri Bilge Ceylan</b></span>'ın son filmi "<span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Bir Zamanlar Anadolu'da</b></span>"nın ilk fragmanı yayınlandı. Festivalde <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Terrence Malick</b></span>'in son filmi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Tree of Life</b></span>, <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Pedro Almadovar</span></b>'dan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>The Skin That I Inhabit</b></span>, <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Lors Van Trier</b></span>'den <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Melancolia</b></span> gibi dünya çapında merakla beklenen filmlerle yarışacak <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Bir Zamanlar Anadolu'da</b></span> filminin oyuncu kadrosunda <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b> Muhammet Uzuner,Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan, Fırat Tanış</b></span> gibi isimler var. <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Woody Allen'</span></b>ın son filmi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Midnight In Paris</b></span> ile açılışı yapılacak olan festivalin jürisinde ise <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Robert De Niro, Uma Thurman, Jude Law</b></span> gibi Hollywood'dan isimler de var.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-81382746625234630182011-05-12T16:18:00.000+03:002011-05-13T23:38:16.182+03:00"İnternetime Dokunma" 15 Mayıs 14.00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://i.imgur.com/DA0hb.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://i.imgur.com/DA0hb.png" width="363" /></a></div>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-24669051265091961002011-05-07T22:11:00.000+03:002011-05-07T22:11:02.362+03:00Etkinlik Rehberi (Mayıs)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://img03.blogcu.com/images/t/w/i/twinsbrothers/d8f564e710984aa6c5386b4e99b77603_1297165181.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://img03.blogcu.com/images/t/w/i/twinsbrothers/d8f564e710984aa6c5386b4e99b77603_1297165181.jpeg" width="320" /></a></div><br />
Öncelikle bu ayın 15'inden itibaren <b>Devlet Tiyatroları</b> sezonu kapatıyor bu nedenle hala gitmek isteyip de gidemediğiniz oyunlar için acele etmelisiniz. Tiyatro demişken daha önce Ankara'ya gelen ve büyük beğeni toplayan iki oyun <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Testosteron</span></b> ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Cam</span></b> bir kez daha sahne alıyor, hala bilet bulabilirseniz kaçırmayın. Sahne gösterilerinde ise Nisan başında gösterilen <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Komedi Dükkanı</b></span> bu ay tekrar bizimle buluşacak. Mayıs ayının en önemli aktivitesinden biri hiç kuşkusuz 16-20 Mayıs tarihleri arasında <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Cem Yılmaz</b></span>'ın son gösterisi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>CM101MMXI Fundamentals</b></span> ile Ankara'ya gelmesi. <b>Anadolu Gösteri Merkezi</b>'nde sahnelenecek oyunun biletleri bir ay önceden satışa çıktı. Mayıs ayının gelmesiyle birlikte üniversitelerin bahar şenlikleri de başlıyor. Bir çok sanatçının konuk olacağı ve bir çok konserin yapılacağı şenliklerde <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Yalın, Mor ve Ötesi, Athena, MFÖ, Duman, Kurban, Şebnem Ferah, Demir Demirkan, Sertab Erener</b></span> gibi isimler Ankara'ya konuk olacak. Sinemada ise iki önemli festival bu ay bizlerle; <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>6.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali </b></span>ve <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>14.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali</b></span>. Söyleyecek önemli sözleri olan bu iki festivale katılmak ve desteklemek gerekir. Detaylı listeyi <a href="http://duzadamonur.blogspot.com/p/etkinlik-rehberi_09.html">buradan</a> bulabilirsiniz.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-16867074934208511822011-05-06T21:46:00.002+03:002011-05-07T21:50:12.157+03:00Bruno Mars - The Lazy Song<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="292" src="http://www.youtube.com/embed/fLexgOxsZu0" width="480"></iframe></center><br />
Belki de hafta sonu tembelliğini en iyi anlatan şarkılardan biri. Klibi de şarkıya çok uygun ve bir o kadar eğlenceli. Ayrıca Bruno Mars, Serdar Ortaç vari şarkı sözlerini hareketlerim ile tekrarlayıp pekiştirmeliyim yöntemini burada kullanmayı tercih etmiş, pek de iyi etmiş.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-26267359685937499382011-04-14T16:55:00.002+03:002011-10-21T23:47:39.492+03:00Müzik Kutum #2<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://img812.imageshack.us/img812/9531/karrr.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="http://img812.imageshack.us/img812/9531/karrr.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Miles Kane -Come Closer<br />
James Blake - James Blake<br />
Gorillaz - Revolving Dolls / Amarillo<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Miles Kane - Come Closer</span></b><br />
<br />
86 doğumlu İngiliz şarkıcı ilk albümü öncesi ikinci single'ını piyasaya sürdü. <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Come Closer</span></b> parçasıyla çok iyi bir çıkış yakalayan ve daha önce <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The Rascals</span></b> ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The Last Shadow Puppets</span></b> gruplarında yer alan <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Miles Kane </span></b>indie-rock türünde müzik yapıyor. EP şeklinde çıkan albüm içerisinde <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Come Closer</span></b> şarkısının <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Steven Mason</span></b> remix'i dışında bir de <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Before Its Midnight</span></b> adlı parça yer alıyor. <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Colour of the Trap</span></b> adlı ilk albümünün 25 Nisan'da piyasaya çıkacağı söyleniyor.<br />
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="295" src="http://www.youtube.com/embed/V7g8zhk5KZM?fs=1" width="480"></iframe></center><br />
<br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">James Blake - James Blake</span></b><br />
<br />
İngiltere'den çıkan bir başka genç yetenek (89 doğumlu) şu sıralar özellikle indie listelerinde bir numara. Kendi adını taşıyan albümdeki şarkılar daha önce dinlediklerinize göre çok farklı. En başta iyi mi kötü mü tam anlaşılamasa da zamanla akılda kalmayı başaracak denli değişikler. Soul müzikle farklı müzik türlerini birleştirerek yeni bir renk getirmiş. Özellikle<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;"> Feist</span></b>'in <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Limit To Your Love</span></b> şarkısını iyi yorumlamış. İlk albüm olarak bu yaşta biri için çok başarılı.<br />
<br />
<br />
<br />
<center><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="295" src="http://www.youtube.com/embed/oOT2-OTebx0?fs=1" width="480"></iframe></center><br />
<br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Gorillaz - Revolving Dolls / Amarillo</span></b><br />
<br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Plastic Beach </span></b>albümünden sonra aynı sene içerisinde çıkardıkları <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The Fall</span></b> albümü aralık ayında piyasaya sürülmüştü. <b>Escape to Plastic Beach World Tour </b>adında verdikleri turne boyunca hazırladıkları tüm şarkıları Ipad ile kaydettileri bir albüm olmuştu <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>The Fall</b></span>. Albüm içerisinde akustik tarzda ve öne çıkan iki parça olan <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Revolving Dolls</span></b> ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Amarillo</span></b>'yu single halinde 18 Mart'ta piyasaya sürdüler. Uzun zamandan beri bu kadar hoşuma giden <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Gorillaz</span></b> parçaları olmamıştı.<br />
<br />
<object height="81" width="100%"> <param name="movie" value="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F8427512">
</param>
<param name="allowscriptaccess" value="always">
</param>
<embed allowscriptaccess="always" height="81" src="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F8427512" type="application/x-shockwave-flash" width="100%"></embed> </object> <a href="http://soundcloud.com/weller002g/revolving-doors-gorillaz">Revolving Doors - Gorillaz</a><br />
<br />
<object height="81" width="100%"> <param name="movie" value="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F8916142">
</param>
<param name="allowscriptaccess" value="always">
</param>
<embed allowscriptaccess="always" height="81" src="http://player.soundcloud.com/player.swf?url=http%3A%2F%2Fapi.soundcloud.com%2Ftracks%2F8916142" type="application/x-shockwave-flash" width="100%"></embed> </object> <a href="http://soundcloud.com/frani_2/gorillaz-amarillo">Gorillaz - amarillo</a>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-50480553308753742372011-04-12T18:16:00.000+03:002011-04-12T18:16:14.876+03:00Etkinlik Rehberi (Nisan)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_mGSc2Y3BmRg/TRDvfG3qq7I/AAAAAAAAAUY/1cdlD7GkFOs/s1600/Melis%252BDanimend%252BMelis.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="http://3.bp.blogspot.com/_mGSc2Y3BmRg/TRDvfG3qq7I/AAAAAAAAAUY/1cdlD7GkFOs/s320/Melis%252BDanimend%252BMelis.jpg" width="320" /></a></div><br />
Geç bir Nisan ayı etkinlik yazısı olsa da hala kaçırmadığımız birçok şey var. Ayın başında <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Komedi Dükkanı </b></span>Ankaralıların huzuruna çıktı, değişik bir gösteri oldu bir çok açıdan. Eğer kaçırdıysanız Mayıs ayında tekrar geliyor. 7 Nisan'da<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;"> Athena</span></b> bir kez daha konuk oldu Ankara'ya. Bu ay ilk kez Ankara'ya gelen ve ilk albümleriyle çok iyi çıkış yapmış iki sanatçı var; <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Can Bonomo </b></span>ve <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Melis Danişmend</b></span>. İki konser de kaçırılacak gibi değil. Bu konserler dışında <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Ogün Şanlısoy, Yasmin Levy, Pinhani, Emre Aydın </b></span>gibi isimler de Nisan ayında Ankara'da. Yabancı konuklar da ise iki tane artık yarı-Türk olarak nitelendirebileceğimiz <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Jay Jay Johanson </span></b>ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Shantel</span></b> var. Sahne de ise <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Anadolu Ateşi</b></span> bir kez daha geliyor, ayrıca stand up olarak <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Yunus Günce</span></b> sahne alacak. Festivaller de ise iki büyük festival bu ay bizlerle buluşuyor;. <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>12. ODTU Sanat Festivali</b></span> ve <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>28. Ankara Muzik Festivali</b></span>. Festivalde gösterilen birçok etkinlikten en azından bir kaçına gitmek gerek. Bunun yanında bu sene ikincisi düzenlenecek <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Ankara Dağ Filmleri Festivali</b></span> 13-17 Nisan tarihlerinde yapılacak. Herkese etkinlik dolu bir ay diliyorum. Ayrıntılı listeyi <a href="http://duzadamonur.blogspot.com/p/etkinlik-rehberi_09.html">buradan</a> bulabilirsiniz.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-18466026380721870132011-04-05T10:50:00.001+03:002011-04-05T10:51:35.214+03:0022. Ankara Uluslararası Film Festivali Ardından<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://images.beyazgazete.com/haber/resim/21-ankara-film-festivali-30-ulkenin-katilimi-ile-baslayacak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="243" src="http://images.beyazgazete.com/haber/resim/21-ankara-film-festivali-30-ulkenin-katilimi-ile-baslayacak.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Genel olarak çok güzel geçen, yerinde tespit yapılarak seçilen filmlerin gösterildiği ve izleyebildiğimiz filmlerinçoğunu beğendiğimiz bir festival oldu. İstanbul Film Festivali gibi sinema salonlarının ortak bir alanda toplanamadığı için film öncesi ve sonrası festival heyecanını tam anlamıyla hissedememek biraz üzücü olabiliyor. Fakat yine de başarılı bir festival olduğunu düşünüyoruz. Biz de festivalde aklımızda kalan filmlerden biraz bahsedelim istedik.</div><a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiiTYFZOBCBMy4WoFjHJP_xB5mryR-E3VJliLVZD1kYMEGP9eQI_GqScSsXz61kmmabcMSRYG3UCPBUdvFH1-Gn6NiYwJdI9eZS9IzAKBD7HAXMdAwpn_psspSQqFtzXPx7_1p6s3M51fX/s1600/animal-kingdom-movie-450x300.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiiTYFZOBCBMy4WoFjHJP_xB5mryR-E3VJliLVZD1kYMEGP9eQI_GqScSsXz61kmmabcMSRYG3UCPBUdvFH1-Gn6NiYwJdI9eZS9IzAKBD7HAXMdAwpn_psspSQqFtzXPx7_1p6s3M51fX/s320/animal-kingdom-movie-450x300.jpg" width="320" /></a></div><br />
<span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Animal Kingdom / Hayvanlar Krallığı</b></span><br />
<br />
<b>2010 Sundance Jüri Büyük Ödülü</b> sahibi Avustralya yapımı <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Animal Kingdom</span></b> ağır ilerleyen ama etkileyici bir film. Hayvanlar krallığı olarak nitelenen, yeraltı işler yapan bir aileyi konu alan filmde gerçeğe yakın karakterler yaratılmaya çalışılmış. Aile içerisinde kendi yolunu bulmaya çalışan 17 yaşındaki bir gencin olaylardan nasıl etkilendiği ve bunun karşısında gösterdiği reaksiyonlar güzel anlatılmış. Fakat yine de pek inandırıcı olmayı başaramayan aile görüntüsünün yanında karakterlerin de derinliği çok iyi yaratılamamış. <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The King's Speech</span></b> filminde kralın abisini canlandırılan <b>Guy Pearce</b> filmde komiseri oynuyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0ATpa8sx5hMPkLvEPBn5AKcRrephpbRxl6ZfSmmtSJjJ3y2HfUvwmbWboX8B43BNMqRACBDBhcxo9oxfY0R9QsghCR5GTy5-tVPD8qVXVEmW9MaEjJiv94NxOt-1uDnXOA7fADGLPuFk/s1600/Korkoro_10092009133847.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="232" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0ATpa8sx5hMPkLvEPBn5AKcRrephpbRxl6ZfSmmtSJjJ3y2HfUvwmbWboX8B43BNMqRACBDBhcxo9oxfY0R9QsghCR5GTy5-tVPD8qVXVEmW9MaEjJiv94NxOt-1uDnXOA7fADGLPuFk/s320/Korkoro_10092009133847.jpg" width="320" /></a></div><br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Korkoro / Özgürlük</span></b><br />
<br />
2009 yapımı <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Korkoro</span></b>, Cezayir asıllı Fransız yönetmen <b>Tony Gatlif</b>'in son filmi. Filmlerinde müziği kullanmayı fazlaca seven ve genellikle çingenelerin hikayelerini anlatmayı tercih eden <b>Gatlif </b>yine çingeneler gibi deli dolu bir filmle karşımıza çıktı. 1997 yapımı <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Gadjo Dilo</span></b> ile ün kazanan yönetmen son filminde 2. Dünya Savaşı sırasında Fransa'da yolculuk yapan bir çingene ailesinin hikayesini anlatıyor. Filmde her halinden ne kadar özgür bir karakter olduğu belli olan <b>Taloche</b> karakterinini dayanamayıp "su"lara bile özgürlük vaad ettiği neşeli bir film bu. Soykırımın ve savaşın ikiyüzlülüğünün çok güzel anlatıldığı ve tel örgü arkasındaki çingeneler için o tellerin sadece müzik tellerinden ibaret olabileceğinin betimlendiği festivalin en iyi filmlerinden biri <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Korkoro</span></b>.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://img03.blogcu.com/images/s/e/r/serkan/siyahbeyaz_filmi_1blog_1248432104.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="194" src="http://img03.blogcu.com/images/s/e/r/serkan/siyahbeyaz_filmi_1blog_1248432104.jpg" width="320" /></a></div><br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Siyah Beyaz</span></b><br />
<br />
Aslında pek bir şey anlatmayan, zaten bir şey anlatma gibi bir derdi de olmayan bir film <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Siyah Beyaz</b></span>. Her bir oyuncusunu ekranda gördüğümüzde şaşıracakken hepsini aynı karede görmek bile yeterli sanırım. Diyaloglar üzerine kurulu olan filmde diyalogların sıkmadığı, izlemesi keyifli ve bir o kadar da <i>Siyah Beyaz Bar</i>'ı gidip görmek için merak uyandırıcı bir film. Oyunculukların mükemmel olduğu filmde<b> Şevval Sam</b>'ın o mükemmel dört erkek oyuncu yanında biraz yavan kaldığı bir gerçek fakat bu durum normal karşılanabilir sonuçta söz konusu <b>Tuncel Kurtiz, Erkan Can, Nejat İşler</b> ve <b>Taner Birsel</b> olunca.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://i729.photobucket.com/albums/ww296/sinemam/Sinema/Sinemam/Pippa-ya-Mektubum/01.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="164" src="http://i729.photobucket.com/albums/ww296/sinemam/Sinema/Sinemam/Pippa-ya-Mektubum/01.jpg" width="320" /></a></div><br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Pippa'ya Mektubum</span></b><br />
<br />
<b>Ulusal Belgesel Film Yarışması</b> kategorisinde gösterilen ve <b>Pippa Bacca</b>'nın (Dünya Barışı için gelinlikle gezen ve Gebze'de utanç verici şekilde öldürülen İtalyan) yolculuğunu devam ettirmek üzere siyah gelinlik ve el kamerası ile yola çıkma fikri olan <b>Bingöl Elmas</b>'ın, aynı zamanda bu yolculukta kamera önüne de kendisi geçerek çektiği belgesel çok etkileyiciydi. <b>Bingöl Elmas</b> insanların ağzından laf alma çabasına girmeden doğal diyaloglarla çekmiş belgeselini. Kendisinin söylediği kadarıyla belgeselde gösterilen kişilerden gösterim için izin alındığı bu belgeselde bazı gerçekler yüzümüze çarpılıyor. Kamera çekimi olmasına rağmen yapılan diyaloglarda erkeklerin kadınlara bakış açısı, otostopçu hakkında düşünülenler, geleneklerimiz ve erkek egemen toplumunun durumu göz önüne seriliyor.<br />
<br />
<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwuFXZfyXdmB9cG7iO5jY4__LJjADplM-AqtWJdDdAAYyJfdxXOVTE5Lyr7SQFUyEW8YJpOlu64dtOzM20KFEF1jzvD0D9yWprPbUxK2QQrxYkCrLKJQobwdO0jSSWMVdjCiZa6WWlYJ0/s1600/cogunluk-1b.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwuFXZfyXdmB9cG7iO5jY4__LJjADplM-AqtWJdDdAAYyJfdxXOVTE5Lyr7SQFUyEW8YJpOlu64dtOzM20KFEF1jzvD0D9yWprPbUxK2QQrxYkCrLKJQobwdO0jSSWMVdjCiZa6WWlYJ0/s320/cogunluk-1b.jpg" width="320" /></a></div><br />
</div><div><b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Çoğunluk</span></b><br />
<br />
</div><div>Başta <b>Altın Portakal </b>olmak üzere birçok festivalden ödülsüz dönmeyen film, bu yılın en iyi Türk filmlerinden biri diyebiliriz. Başrollerini B<b>artu Küçükçağlayan, Settar Tanrıöğen</b> ve <b>Esme Madra</b>'nın canlandırdığı film, son yıllarda yükselen bir akımı takip ediyor: Sıradan hayatları anlatarak gerçeklerimizi koyuyor önümüze, hazmı kolay olmayan. <b>Seren Yüce</b>'nin ve Y<b>eşilçam Ödül Töreni</b>'nde gördüğümüz kadarıyla, bütün ekibin söyleyecekleri var hepimize; hem de başarılı oyunculuklarla...Siz de bir filmi sadece "izleyen" değilseniz, sizi de zor bir öğün bekliyor, bizden söylemesi.<br />
<br />
</div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.opposingviews.com/attachments/0009/7396/100419_carloscannes2lead.jpg?1287166067" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://www.opposingviews.com/attachments/0009/7396/100419_carloscannes2lead.jpg?1287166067" width="320" /></a></div><br />
</div><div><b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Carlos</span></b><br />
<br />
</div><div>Fransız-Alman ortak yapımı bu çalışma, Soğuk Savaş döneminde birçok kanlı terör eyleminin başrol oyuncusu, nam-ı diğer Çakal Carlos'un hayatını anlatıyor. Aslında üç mini dizi olarak yapılmış; fakat, festivalde arasız bir film şeklinde sunuldu.<b> Edgar Ramirez</b>, kariyerindeki en akılda kalıcı rollerinden birine imza atmış ve kuşkusuz, bunda başarılı makyaj ve kostüm seçimin payı büyük. Yüksek maliyetlerle çekilen mini-seri, hakkettiğini bulmuş ve <b>2010 Altın Küre</b> ödülünü eve götürmüş. Tarih öğrenmekten keyif alan seyircilere çok hitap edecek filmde adı geçen Ortadoğu liderlerinin şimdi düşmüş/düşürülmüş olması oldukça manidar.. .</div><div><br />
</div><div><br />
</div>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-67990836513259421792011-04-05T00:16:00.002+03:002011-04-05T10:59:39.440+03:00Midnight in Paris (Tanıtım)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9Q_vGzD8zjjSMpJUUa-sHCLyKvRVHOqwOyWlk4zzfYxZ8QqU4sgfMudtVp-bVARmxnOpEeUa5tc82cF4GGqPhHIPIjeOX0udf8jkpHMsI_A9DOUz85Z1aj-dLIanBNtvVXHfV5TUICcL-/s1600/midnight+in+paris+movie+poster.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9Q_vGzD8zjjSMpJUUa-sHCLyKvRVHOqwOyWlk4zzfYxZ8QqU4sgfMudtVp-bVARmxnOpEeUa5tc82cF4GGqPhHIPIjeOX0udf8jkpHMsI_A9DOUz85Z1aj-dLIanBNtvVXHfV5TUICcL-/s320/midnight+in+paris+movie+poster.JPG" width="216" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">Londra (<b>Match Point</b>) ve Barselona (<b>Vicky Cristina Barcelona</b>)’dan sonra<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;"> Woody Allen</span></b>, bu kez de başka bir Avrupa başkentine saygı duruşunda bulunuyor: Paris…</div><a name='more'></a> <o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal">Amerikalı bir çiftin iş için Paris’e gitmesiyle başlayan hikaye, erkek karakterin Paris sokaklarında kendini kaybetmesi, belki de, kendini aramaya çıkmasını anlatıyor. Aşkla ve ilişkilerle ilgili aklına sürekli karpuz kabukları düşen kadın ve erkekleri konu etmeyi seven <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Woody Allen </span></b>için, bu senaryo çok şaşırtıcı gelmedi bana... Bu, ne istediğini bilememek sendromu koca koca Amerikalılar’ın genel tavrı mı bilemiyorum ama güzel bir şehirde, klasik bir <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Woody Allen</span></b> filmi seyredeceğimize eminim. Mayıs ayında, <b>Cannes Film Festivali</b>’nin açılış filmi olacak eserin başrollerinde <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Rachel McAdams</span></b> ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Owen Wilson</span></b>’ı, yan rollerinde <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Adrien Brody, Carla Bruni </span></b>ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Marion Cotillard</span></b>’ı göreceğiz.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">Benim filmle ilgili en çok dikkatimi çeken ise; posterinin,<b> Van Gogh</b>’un “<i>Yıldızlı Gece</i>” tablosundan esinlenilmiş olması.. Poster için yapılan bu seçim, acaba <b>Van Gogh</b> resmini Paris’te olgunlaştırmış bir sanatçı olduğu için mi, yoksa empresyonizmin (doğadaki temaların sanatçıda hissettirdiği duyguları yansıtan sanat akımı) temsilcisi olduğu için mi yapıldı sorularını aklıma getirdi. Zira, <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Woody Allen</span></b>’ın kendi Londra, Barselona ve Paris’ini anlatması,bana empresyonizme soyunduğunu düşündürüyor... Eğer <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Woody</span></b>’yi bir yerlerde görürseniz, benim için bu sorunun cevabını öğrenin lütfen...İyi seyirler</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><br />
<center><iframe width="480" height="295" src="http://www.youtube.com/embed/BYRWfS2s2v4?fs=1" frameborder="0" allowfullscreen=""></iframe></center>Gizem Olmezerhttp://www.blogger.com/profile/15248451654565352919noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-6349496982183512842011-04-02T20:40:00.000+03:002011-04-02T20:40:33.925+03:00The Decemberists - The King Is Dead<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.turntablekitchen.com/_uploads/The-Decemberists-The-King-Is-Dead.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://www.turntablekitchen.com/_uploads/The-Decemberists-The-King-Is-Dead.jpg" width="200" /></a></div>Portland'lı indie folk tarzında müzik yapan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>The Decemberists</b></span> grubunun 18 Ocak'ta son albümleri <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The King Is Dead</span></b> piyasaya çıktı.<br />
<br />
<a name='more'></a>Grupla ilk tanışmam 2006 yılındaki <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Crane Wife</b></span> albümleri sayesinde oldu. Sanki <i>Heidi</i> çayırlarında yaşayan mutlu insanların söylediği masalsı şarkılardı bunlar. Üzerine gelen albümler ve bu son albümlerinde bile hala aynı tadı bulmak mümkün. Zaman zaman albümlerinin birbirine fazlaca benzemesi eleştirilere yol açabilse de grubun yaptığı bu müziği sevenler için sorun edilecek bir durum olarak görünmüyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.billboard.com/photos/stylus/502532-The_Decemberists_617_409.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="http://www.billboard.com/photos/stylus/502532-The_Decemberists_617_409.jpg" width="320" /></a></div><br />
Grubun solisti <b>Colin Meloy</b>'un birçok yerde <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>The Smiths</b></span> ve <b>Morissey</b> hayranlığı söylenip yazılmıştı. Zaten bu şarkılarının hem melodilerine hem de edebi sözlerine bakıldığında fazlasıyla yansıdığını görebiliyoruz. Kişisel olarak en sevdiğim <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>The Smiths</b></span> albümü olan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Queen Is Dead </b></span>albümüne gönderme yapılarak albümün adı <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The King Is Dead</span></b> olarak belirlenmiş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiPn6VzizFMx856aGidoIlN_A1-zmNUM-zwUmVpenNJxpRgXslGjh_FQsab3nVZ8Ohmas69WI3dOfw8vmJPk7KNGobhmIdGNMgTIs_aN4Qs5uHw_eg-ovIQPeb2qrUMZpWHMPAh8SxsTo/s320/TheDecemberists.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiPn6VzizFMx856aGidoIlN_A1-zmNUM-zwUmVpenNJxpRgXslGjh_FQsab3nVZ8Ohmas69WI3dOfw8vmJPk7KNGobhmIdGNMgTIs_aN4Qs5uHw_eg-ovIQPeb2qrUMZpWHMPAh8SxsTo/s320/TheDecemberists.jpg" /></a></div><br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">The King Is Dead</span></b> country müziğin daha ağırlıkta olduğu ve folk tınılarının korunduğu bir albüm olmuş. Zaman zaman mızıkanın yer aldığı "<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Don't Carry It All</span></b>" gibi parçaları dinlemek çok eğlenceli. Konuk olarak <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">REM</span></b>'in gitaristi <b>Peter Buck</b>, "<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Don't Carry It All</span></b>", "<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Calamity Song</span></b>" ve albüm öncesi single olarak çıkardıkları "<span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Down by The Water</b></span>" parçalarında gitarıyla eşlik etmiş. Özellikle "<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Down by The Water</span></b>" şarkısında <b>Buck</b>'ın etkisi rahatlıkla anlaşılıyor. Albümde benim en sevdiğim parçalar ise "<span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Rise to Me</b></span>", "<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">June Hymn</span></b>","<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">This Is Why We Fight</span></b>" oldu.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-81613441279951600382011-03-31T19:45:00.000+03:002011-03-31T19:45:43.099+03:00Tiyatro GAGA ve AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu'ndan Cam<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.biletken.com/images/camnet.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://www.biletken.com/images/camnet.jpg" width="224" /></a></div><b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><br />
</span></b><br />
<b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Levent Kazak</span></b>'ın yazdığı oyun 10 Mart'ta Ankara <b>Çayyolu Devlet Tiyatrosu</b>'nda bizlerle buluştu. Resim atölyesinde geçen ve 5 ayrı karakterin erkek-kadın ilişkileri üzerine düşüncelerini ve eylemlerini konu alan <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Cam</span></b> başarılı oyuncuları ile dikkatleri üstüne çekiyor.<br />
<a name='more'></a><br />
Küçük olayların hayat üzerinde büyük değişikliklere yol açtığı, kelebek etkisi olarak tanımlanabilecek bir kurgu üzerine kurulu <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Cam</span></b>. Açık kalan bir camın nelere yol açabileceğini kadın-erkek ilişkileri üzerinden anlatıyor <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Levent Kazak</span></b>. 2 perdelik oyunda izleyiciler de ilişkiler üzerine iki ayrı "cam"dan bakıyor. Birinci perdenin daha çok kadınlar tarafından sevilmesi daha kolay empati kurmalarından kaynaklı sanırım. İkinci perde de ise erkeklerin daha çok eğlendiği kesin. Tabi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Mete Horozoğlu</b></span>'nun da iyi oyunculuğunun rolü burada büyük. Dekordaki <b>Frida Kahlo</b> tablolaro da anlamlıydı. Hem Frida tarzı zor bir hayat geçiren kadını hem de Frida-Diego'nun karmaşık aşk ilişkilerine sembolik bir gönderme yapıyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Ve06veiFVXwxgix49Xv8qegfaje24iZEVA85BgNQ06H4CPdMu0uo72queAfsvLzkZMTronZ3AaHKxQlYq7ujSTz1uMwyLb6LkaUUOSHOdKfRyOdsH9s0K9izN4OWDjwchVNG-LRypb8/s1600/cam1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Ve06veiFVXwxgix49Xv8qegfaje24iZEVA85BgNQ06H4CPdMu0uo72queAfsvLzkZMTronZ3AaHKxQlYq7ujSTz1uMwyLb6LkaUUOSHOdKfRyOdsH9s0K9izN4OWDjwchVNG-LRypb8/s1600/cam1.jpg" /></a></div><br />
<b>Afife Jale Tiyatrı Ödülleri</b>'nde yılın en başarılı kadın oyuncusu seçilen <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Dolunay Soysert </b></span>birinci perdeyi sırtlayan isim oluyor. <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Deniz Çakır</span></b>'ın oyunculuğu ise diğer oyuncular arasında bana en yavan geleni oldu, belki oynadığı karakterden ötürüdür bu durum. İkinci perdede mizahın biraz daha ön plana çıkması ve <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Mete Horozoğlu</span></b>'nun yer yer abartılı olsa da güçlü oyunculuğu alkışların artmasını sağlıyor. Burada bir parantez <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">Bülent Alkış</span></b>'a açmak istiyorum. Genelde yan rollerde gördüğümüz oyuncuu daha çok sessiz sakin ve efendi adam rollerinde izlemiştim. <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Cam </b></span>oyununda ise tamamen farklı ve alışık olmadığımız bir rolün altından kalkıyor ve bunu yaparken başroldeki oyunculardan rol çalmaya da çalışmıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://c3.ac-images.myspacecdn.com/images02/135/l_c0e58a5fc4af4352882c1a2f4530b822.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="http://c3.ac-images.myspacecdn.com/images02/135/l_c0e58a5fc4af4352882c1a2f4530b822.jpg" width="320" /></a></div><br />
Büyük beğeni üzerine 16-17-18 Mayıs'ta <b>Şinasi Sahnesi</b>'nde gösterilecek oyunun biletleri satışta ve tükenmeden almanızı tavsiye ederim.Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-69789116566612940122011-03-23T11:42:00.006+02:002011-03-24T16:18:18.849+02:00ODTÜ 12. Sanat Festivali<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.ankararehberi.com/images/eventlist/events/08-afisa_1300808274.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.ankararehberi.com/images/eventlist/events/08-afisa_1300808274.jpg" /></a></div><br />
<br />
Bu sene 12.si düzenlenen <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">ODTÜ Sanat Festivali</span></b> 25 Mart- 24 Nisan tarihleri arasında gerçekleşiyor. 1 ay boyunca Kültür ve Kongre Merkezi’nde Resim - Heykel - Seramik - Baskı dallarından 92 sanatçının 154 eserinin sergileneceği bu festival kapsamında, tiyatrodan konsere, film gösterimlerinden atölye çalışmalarına kadar daha birçok etkinlik bizleri bekliyor.<br />
<br />
Uzun yıllardır, sadece ODTÜ öğrencisinin değil, tüm Ankaralı sanatseverlerin merakla beklediği bir sanat etkinliği olmayı başarabilen bu festivalin, bizce siz de bir parçası olmalısınız. <br />
Programla ilgili bilgiyi aşağıda bulabilir, biletlere Biletix ve ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi bilet satış ofisinden ulaşabilirsiniz.<br />
<a name='more'></a><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><span class="Apple-style-span">ODTÜ 12. SANAT FESTİVALİ PROGRAMI </span></b><br />
<span class="Apple-style-span"><br />
26 Mart 2011/Cumartesi Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Fatih Erkoç” Konseri </b><br />
<br />
27 Mart 2011/Pazar Saat:18:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Sonsuza Dek Aşık, Sonsuza Dek Genç” Fantastik Müzikal </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Soprano Leyla Çolakoğlu & Düş Hekimi Yalçın Ergir </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Ankara Devlet Opera ve Balesi Sanatçıları </b><br />
<br />
28 Mart 2011/Pazartesi Saat:20:00 ODTÜ KKM A Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Anatolia Klarnetli Trio” Konseri </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Sibel Özgün-Piyano, Ongun Onaran-Klarnet, Erkan Özbek-Viyolonsel </b><br />
<br />
29 Mart 2011/Salı Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“İdil Biret” Piyano Resitali </b><br />
<br />
30 Mart 2011/Çarşamba Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Encore Caz Vokal Grubu & Capital Big Band feat. Ankara Trombon Quartet” Konseri </b><br />
<br />
3 Nisan 2011/Pazar Saat:18:00 ODTÜ KKM A Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Van Gogh” Tek Kişilik Oyun </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Oynayan-Yöneten: Hakan Gerçek </b><br />
<br />
4 Nisan 2011/Pazartesi ve 18 Nisan 2011/Pazartesi Saat:20:00 ODTÜ KKM A Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Ahmet Kanneci” Gitar Resitali </b><br />
<br />
6 Nisan 2011/Çarşamba Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“TSK Armoni Mızıkası Komutanlığı” Konseri </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Şef: Kıvanç Tepe, Koro: Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Ana Sanatdalı Korosu </b><br />
<br />
8 Nisan 2011/Cuma Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Kraliçe Lear” Tiyatro Oyunu </b><br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Oynayanlar: Yıldız Kenter, Sedef Şahin </b><br />
<br />
9 Nisan 2011/Cumartesi Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Mavi Siyah Flamenko Topluluğu” Konseri </b><br />
<br />
12 Nisan 2011/Salı Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Suna Kan-Cana Gürmen” Keman-Piyano Resitali </b><br />
<br />
14 Nisan 2011/Perşembe Saat:14:00 ODTÜ KKM Faculty Club Koridoru<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Hasan Pekmezci” Atölye Çalışması </b><br />
<br />
15 Nisan 2011/Cuma Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Emrehan Halıcı & Ankara Müzisyenleri” 50 Yılın Rock Konseri- 6.Yıl </b><br />
<br />
16 Nisan 2011/Cumartesi Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Kerem Gibi, Nazım Hikmet’le 35 Yıl” Tiyatro Oyunu<br />
Uyarlayan-Yöneten-Oynayan: Genco Erkal </b><br />
<br />
17 Nisan 2011/Pazar Saat:18:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Başka Dilde Aşk” Film Gösterimi ve Yönetmeni “İlksen Başarır”, Oyuncusu “Mert Fırat” ile Söyleşi </b><br />
<br />
21 Nisan 2011/Perşembe Saat:20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“White Nights” Music from St. Petersburg<br />
Tatjana Masurenko- Viyola, Roglit Ishay- Piyano, Yaruss Quartett- Domra, Akordiyon, Kontrbas, Jouri KOSTEW- Anlatan, Akordeon </b><br />
<br />
22 Nisan 2011/Cuma Saat:18:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Göbeklitepe – Dünya’nın İlk Tapınağı” Öznel Belgeseli Gösterimi ve Yönetmeni “Ahmet Turgut Yazman” ile Söyleşi </b><br />
<br />
24 Nisan 2011/Pazar Saat:15:00 ve 20:00 ODTÜ KKM Kemal Kurdaş Salonu<br />
<b style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“Tek Kişilik Şehir” Devlet Tiyatroları Yazan: Behiç Ak, Yöneten: Serhat Nalbantoğlu, Oyuncular: Cüneyt Mete, Devrim Yakut, Benian Dönmez, Nazlı Benan Özkaya, Halit İlker Altan</b></span><br />
</div>Gizem Olmezerhttp://www.blogger.com/profile/15248451654565352919noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3767458651152967280.post-54164897864473347122011-03-15T10:16:00.005+02:002011-03-15T10:22:38.666+02:0022. Ankara Uluslararası Film Festivali<center><iframe frameborder="0" height="299" src="http://player.vimeo.com/video/20528405?title=0&byline=0&portrait=0&color=59a5d1" width="398"></iframe></center><br />
<br />
<b>22. Ankara Uluslararası Film Festivali</b> bu sene 17 - 27 Mart tarihlerinde olacak. Hem <b>AFM Film Festivali (!F)</b> hem de <b>2.El Kısa Film Festivali'</b>ni izleyeceğimiz mart ayı ankaralı sinema severleri mutlu eden bir ay oldu.<br />
<a name='more'></a><br />
<div>Ulusal uzun yarışma filmlerinde <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Derviş Zaim</b></span>'in son filmi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Gölgeler ve Suretler</b></span>, birçok festivalden ödülle dönen <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Çoğunluk</b></span>, <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Ahmet Boyacıoğlu</b></span>'ndan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Siyah Beyaz </b></span>gibi filmler bulunuyor. <b>"Dünyanın Her Köşesinden" </b>bölümünde ise <b>!f Film Festivali</b>'nde de gösterilen <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>22 Mayıs</b></span>, bol ödüllü hapishane filmi <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Hücre 211</b></span> ve Meksika devrimini farklı yönetmenlerin bakış açılarıyla anlatan <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Devrim</b></span> filmi yer alıyor. <b>Kazakistan</b> ve <b>Yeni İtalyan</b> sinemasına ayrı bir bölüm açılan festivalde, bir de "<i>sistem karşıtı yönetmenler</i>" diyebileceğimiz insanların filmleri de gösterilecek. Bunlar arasında İran sinemasından <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Cafer Panahi</b></span> ve <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Muhammed Resulof'</b></span>un filmlerinin yanında Mısır'daki direnişin 4.gününde öldürülen Mısırlı ses ve video sanatçısı <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Ahmed Basiony</b></span> anısına "<b>Direniş(ler)"</b> kategorisi altında filmler gösterilecek.<br />
<br />
Festival jürisinin <b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;">A</span></b><span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>yla Kanbur, Sevin Atasoy, Erdal Beşikçioğlu, Murat Özer</b></span> ve <span class="Apple-style-span" style="color: orange;"><b>Serdar Akar</b></span>'ın olduğu<br />
festivalin bilet fiyatları ise 12.00 seansları 2.5TL, 14.30 ve 17.00 seansları 5 TL, 19.15 ve 21.30 seansları da 10TL olacak. Biletler 16 Mart Çarşamba gününden itibaren <b>Batı Sineması</b> gişesinden alınabilecek. Ayrıntılı bilgiyi <a href="http://www.filmfestankara.org.tr/tr">resmi siteden</a> bulabilirsiniz.<br />
<br />
</div>Onur Demirelhttp://www.blogger.com/profile/12670425948302711241noreply@blogger.com0