• Melis Danişmend

    Solo albümüyle beğeni toplayan Melis Danişmend Ankara'daydı [...]

  • Mabel Matiz

    Matizm ağır adımlarla ilerliyor [...]

  • The King Is Dead

    Indie folk grubu The Decemberists'in son albümü [...]

  • Cam

    Beğenilen tiyatro oyunu Ankara'daydı [...]

  • Odtu

    12. Sanat Festivali [...]

  • Ankara Film Festivali

    17-27 Mart'ta [...]

  • Can Bonomo

    İlk albümü Meczup ile dikkatleri çekmeyi başardı [...]

  • The King's Speech

    Bu senenin en çok ses getiren filmlerinden Zoraki Kral [...]

  • Sanctum

    James Cameron 3 boyut teknolojisi ile bu sefer başarılı olabilecek mi? [...]

  • Bruno Mars

    Doo-Woops & Hooligans albümü [...]

  • Athena

    Athena 27 Ocak'ta Ankara'daydı [...]

®

5 Eylül 2010 Pazar

Ejder Kapanı


“Bundan sonra Devlet benim!”

Öncelikle bu filmde sadece Nejat İşler izlemek isteyenler ve ne olursa olsun klişe film izleyemiyorum diyenler kesinlikle bu filmi izlemesin.


Nejat İşler afişte Uğur Yücel ve Kenan İmirzalıoğlu gibi başrolde görünsede oynadığı süre 5-10 dakikayı geçmiyor. Uğur Yücel ilk kez başkasının senaryosunu filme almış. Daha önce Yazı Tura ve Hayatımın Kadınısın filmlerinin yönetmenliğini yapıp vasat derecede övgüler almıştı. Şahsen ben çok daha iyi filmler çıkaracağını inanan birisiyim...

Filme gelince tipik bir Seven havası var, zaten bunu birçok eleştirmen ve izleyenlerde belirtmiş. Gerek yağmurlu ve kasvetli bir şehir, emekliliğine bir adım kalmış yanında glock tabancasını eksik etmeyen polis amiri ve gizemli seri cinayetler. Açıkçası bu saydığım atmosferler yönetmen tarafından son derece güzel yaratılmış.

Evet film son derece klişe; tipik arabayla kovalamaca sahneleri, köprüden uçma sahnesi, gizemli görünen ama çok kolay çözünen bir senaryo ve Testere/Saw filmine benzer işkence sahneleri. Birçok insan için amerikan özentisi diyip geçilebilinir belki. Ben öyle düşünmüyorum. Film noir tarzı filmleri çok seven birisi olarak bu tür filmleri her zaman destekliyorum. Senaryosu çok iyi olmayabilir, bunda hemfikirim. Fakat bu topraklarda zaten seri katil temalı haberlere bile sık rastlanmıyor bu nedenle çok kaliteli bir seri katil/kara film örneği beklemek haksızlık olur. Bunun dışında daha önce Beyza'nın Kadınları filmi ile polisiye/gerilim temalı bir film yapılmaya çalışılmıştı. O filmin ardından aynı türde başka film hatırlamıyorum. Yanılmıyorsam Ejder Kapanı da seri katil temalı ilk türk filmi. Bu tür yapımları desteklemek gerekiyor, çünkü bunlar yapılmadığı sürece yanlışları görüp kalitenin arttırılması imkansız bir hal alıyor.
Bu tür filmler yapılmazsa ne olur? Her bayramda vizyona giren içerisinde mizah barındırdığını iddaa eden fakat eşek şakalarından farkı olmayan filmler vizyona girmeye devam eder. Bu oluşumu son zamanlarda korku filmi temalı yapımlar yıkmaya başladı. Ben diğer türlerinde - ne kadar kötü olursa olsun- desteklenip belirli bir seviyeye çıkmasını istiyorum.

Uğur Yücel'in adının olduğu yerde oyunculuk seçimi zaten konuşulmaz. Uğur Yücel'i bir tarafa koyarsak, başrollerde Kenan İmirzalıoğlu bence son dönem erkek türk oyuncuları arasında ilk 5'e çok rahatlıkla girer. Uğur Yücel gibi bir oyuncunun karşısında aynı sekanslarda hiç ezilmiyor, rolünü o kadar güzel yapıyor ki o sahnenin gerçekliği bir an olsun düşmüyor. Berrak Tüzünataç rolünü abartmadan sade bir şekilde oynuyor. Yan rollerde emniyet müdürü Sırrı Süreyya Önder inanılmaz oynuyor. Bunun dışında 2 saniyelik bir görüntü için bile Ozan Güven, İlker Aksum, Hakan Boyav gibi oyuncuların oynaması zaten filmin değerini arttırıyor.

Sonuç olarak çok daha kaliteli bir senaryo ile daha iyi olabilecek bir film Ejder Kapanı. Luc Besson'ın aksiyon sahneleri için çalıştığı ekip fransadan getirilerek güzel sahneler çıkarılmaya çalışılmış ve başarılı olunmuş. Görüntü Yönetmenliğinde Tolga Kutlar çok iyi bir iş çıkarmış. Gerek oyuncuları gerekse yarattığı atmosfer ile -senaryo ve klişeler gözardı edilirse- izlenmeyi hak eden bir türk filmi.

Bunu seven bunları da sevdi: Seven, Carlito's Way, The Heat

0 yorum:

Yorum Gönder