Tiyatro festivali de olmasa Oyun Atölyesi oyunlarını Ankara'da izleyemeyeceğiz. Geçen hafta 15. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında Oyun Atölyesi'nin yeni oyunu "Macbeth" bizlerle buluştu! Shakespeare 'ın bu zamansız hikayesi, bildiğiniz gibi ,yeri göğü yıkabilecek ihtiraslarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösteren çarpıcı bir hikaye. Nasıl ki kavuşamayan aşklar denince akla "Romeo ve Juliet" geliyorsa, hırsın da göbek adı "Macbeth" bence.
Oyun Atölyesi hiç şaşırtmayarak güçlü bir prodüksiyon ortaya çıkarmış. Mesela, Shakespeare'in birçok hikayesindeki gizemli karakterlerin cadılar olarak vücut buluşu benim çok hoşuma gitti. İlker Aksum da iddialı bir Macbeth olmuş kanımca; oyunculuğuna diyecek laf bırakmamış. Bunun yanında Saygın Soysal'ın da sahnede devleştiğini söylemek lazım. Hele ki oyunun sonunda, iki oyuncunun karşı karşıya geldiği sahne müthiş...
Ancak, oyun sonunda Lady Macbeth'in karakter olarak çok arka planda kaldığını düşündüm. Hikayenin en önemli kısımlarından, Lady Macbeth'in kanlı eller metaforunu beynimize kazıyan ve delirmeye varan vicdan hesaplaşmasına pek yer verilmemiş. Bir de fon müziğinin biraz fazla tedirgin edici olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Haluk Bilginer'in İngiltere'de yıllarca Macbeth olarak edindiği o yeri doldurulmaz deneyimini aktardığı, göz dolduran oyunculukları ve prodüksiyonuyla bu oyun kaçmaz! "Testosteron" oyununun yanına bunu da izlenecekler listenize ekleyin mutlaka!
0 yorum:
Yorum Gönder